9 Kasım 2009 Pazartesi

Can sıkıcı bir haber...

Günlük gazetelere göz atarken Hürriyet'te bir başlığa gözüm ilişti. "Türkiye'yi rezil eden rehberler" yazıyordu başlıkta. "Kimmiş bu rehberler, ne istiyorlarmış bu asil milletten..." gibilerinden mırıldanarak haberi okumaya başladım. Haberin daha ilk paragrafında, "İngiltere ve ABD’nin en önemli 20 rehberinin kitabında, 'Ülke yankesiciler, jigololar, kocasını aldatan kadınlar, üç kağıtçı taksicilerle dolu' anlatımlarından geçilmiyor" deniliyordu. Allah allah! dedim kendi kendime ve okumaya devam ettim. Haberin devamında ise İstanbul'un turistik mekanlarında yaşanan binbir çeşit üçkağıtçılık ve dolandırıcılık faaliyetleri örnekleriyle anlatılarak, turistlere dikkatli olmaları konusunda uyarılar yer alıyordu. Haa bir de umumi tuvaletlerimizin içler acısı haline değiniliyordu.

Tabi ki bir hayli canım sıkıldı. Ama yanlış anladınız sanırım... Haberin başlığındaki gibi rehberlerin bizi rezil etmesine değil. Haberde sanki gerçek dışı bir durum varmış gibi bir hava yaratılmış. Ama hiç de öyle değil... Yazılanlarda eksik var fazla yok diye düşünüyorum... Habredeki "jigola" konusu gibi özel gözlem gerektiren konular hariç her şey gerçekçiydi. O konuda da şahsen yeterli bilgim bulunmuyor. Ama "ateş olmayan yerden duman tütmez" atasözüne her zaman değer veririm...

Canımı sıkan durum ise, "niye" sorusunda gizli. Sahiden biz niye böyleyiz. Niye her türlü alavere, dalavere, ahlaksızlık ve üçkağıtçılık bizde var. Bırakınız yabancı turistleri, biz bile turistik bir yöreye gittiğimizde kazıklanmak korkusuyla yaşamıyor muyuz sürekli. Maalesef bütün bu üçkağıtçı ve ahlaksızlar bizim insanlarımız. Dışarıdan gelmiyorlar yani... Bir de umumu tuvaletlerimiz konusu... Sahiden nedir bu tuvaletlerin hali... Nasıl bir pisliktir bu böyle ya... Diyecek laf bulamıyorum doğrusu...

Birileri çıkıp da ayıplarımıza parmak basınca, "bizi böyle tanıtıyor alçaklar" diye ortalığı velveleye veriyoruz hiç sıkılmadan. Ne yapsalardı yani... Hep "rakı süper, şiş kebap süper" denecek hali yok ya... Kendi vatandaşlarını (veya müşterilerini) tehlikelerden korumak için bunları yazacaklar tabi ki...

Esen kalınız...

1 yorum:

bad-ı saba dedi ki...

biz herşeyden önce ruhumuzu unuttuk.sonrası ise kendiliğinden geldi zaten.ruhunu kaybeden herşeyini kaybeder.yazık!