5 Kasım 2009 Perşembe

Ah bu domuz gribi...

İşi gücü bıraktık domuz gribi aşısıyla yatıp, domuz gribi aşısıyla kalkıyoruz bu günlerde... Eksik olmasın uzmanlar da iyice karıştırdı kafamızı. Vay yararlıydı, vay zararlıydı, kansere yol açıyordu gibilerinden envai çeşit yorum havalarda uçuşuyor. Konunun uzmanları (!) maşallah günün her saati televizyon kanallarında nutuk atmaya devam ediyorlar. Biz de "aman oğlum, aman kızım bak iyi dinle, ne yapmayacakmışız anldın mı: öpüşmeyeceğiz, elimizi iyice yıkayacağız, öksüren kişilerden uzak duracağız... tamam mı" diyerek kendi psikolojimizi bozduğumuz yetmiyormuş gibi, çocuklarımızı da afallattık iyiden yiye. Esasen buraya kadarında garip bir durum yok. Tam bize özgü bir durum yani. Yüzümüze gözümüze bulaştırmada üstümüze yok çünkü. Ne de olsa bizim parsel, yüzde altmış meselesi yani...:))

İyi de... Tam her şey bize özgü gidiyor derken dün Başbakan çıkmaz mı ortaya. "Ben sayın bakanım gibi düşünmüyorum... Ben aşı olmayacağım" demez mi... Ben darmadağın oldum. Bir Ali Cengiz oyunu var bu işin içinde... Ama, ne? Akşamdan beri bunu düşünüyorum küçük dünyamda. Acaba başbakanın amacı ne? Ama sanırım çaktım köfteyi... Ulusalcıları aşılatmak. Evet evet yanlış okumadınız, ulusalcıları aşı kuyruğuna sokmak. Peki nasıl olacak bu iş. Çok basit! Başbakan ne derse tersini anlamıyor mu önemli bir kısmımız. Evet, oldu bilin bu iş... Nasıl olsa şark kurnazlığı yok mu genlerimizde...

Şaka bir yana, sahiden farzedelim ki aşı yaptırmaya karar verdik. Nerede yaptırılıyor bu aşılar. Farzedin herhangi bir hastaneye veya sağlık ocağına gidip aşı yaptırmak istiyoruz dediğimizde, yapıyorlar mı bu aşıyı acaba... Hiç sanmıyorum ben... Eminim bin dereden su getirttiriyorlardır.

En iyi dileklerimle...

Hiç yorum yok: