29 Mart 2010 Pazartesi

Bursaspor...

Futboldan pek anlamam... Sorana Beşiktaşlıyım derim ama "Beşiktaştan üç oyuncu say" deseniz sayamam... Bir şekilde Beşiktaşlıyım demişim, olmuşum işte Beşiktaşlı... Belki de takım tutmuyorum demenin gerektirdiği yorucu izah külfetinden... Her neyse uzun lafın kısası anlamıyorum işte futboldan...

Futboldan anlamam ama futbol ekonomisini bilirim birazcık... Sektördür orası... Yüzlerce milyon dolarlık sektör... Hele bir de borsaya açmışlar ki belli başlı kulüpleri, olmuş tam anlamıyla bir sektör... Spekülasyon, manipülasyon ne ararsan var... İstanbul kulüpleri arasında kısa paslaşmalar şeklinde işleyen bir sektör... İşin spor kısmı ikinci, üçüncü planda kalır... Anadolu takımlarını mı merak ettiniz? Hem vardır, hem de yoktur onlar... Dolgu malzemesi yani... Oyunun şeklen tekemmülü için zorunluluktan... Televizyon yayınlarından da üç beş kuruş verdin mi işlem tamam... Kimseciklerin sesi çıkmaz... Alan memnun, veren memnun...

Futbol ekonomisinde sürprize yer olmamalı... Kazananın kim olacağı üç aşağı beş yukarı önceden belli olmalı... Belli olmalı ki, ona göre hazırlık yapılabilsin... Ona göre pozisyon alınabilsin... Borsada hisse senetleri önceden toplanabilsin... Toplanabilsin ki şampiyonluk kesinleşince yüksek fiyatlardan kerizlerin eline tutuşturulabilsin... Bir süreliğine taşımak için... Nasıl olsa zamanı gelince düşük fiyattan asıl sahibinin eline dönecektir... Belli olmalı ki, ticari hazırlıklar yapılabilsin... Bayraklar, flamalar, formalar zamanında hazırlanıp stoklanabilsin... Stoklansın ki, şampiyonluk sarhoşu taraftar kitlesine fahiş fiyattan satılabilsin...

Evet, bu bir ekonomidir... Hem de kirli bir ekonomi... Kazanmanın kolay olduğu bir ekonomi... Kazıklanmanın gönüllülük esasına göre işlediği bir ekonomi... Televizyon yayınları, bilet satışları, forma satışları, bayrak satışları gibi çok boyutlu bir ekonomi... Durum böyle olunca da iyi dizayn edilmesi gereken bir ekonomi... Öyle bir şampiyon belirlenmeli ki, kazanç maksimize edilebilsin... Öyle bir şampiyon belirlenmeli ki, en çok bayrak satılabilsin... En çok forma satılabilsin... En çok maytap satılabilsin... Televizyonlara en çok reklam alınabilsin... Borsada en çok vurgun yapılabilsin... Evet bu işlerin en ince ayrıntısına kadar dizaynı gerekir... Sürprize yer olmaması gerekir... Her kademede hazırlıkların yapılması gerekir... Riske asla yer olmaması gerekir... Kontrol dışı bir gelişme mi var... Derhal mekanizmalar devreye girmesi gerekir... Hem de ne pahasına olursa olsun...

Başlık Bursaspor, sen bize ekonominin temel kavramlarını anlatıyorsun dediğinizi duyar gibiyim... Haklısınız... O zaman gelelim Bursaspora... Evet Bursa güzel bir şehir... Kendisi de güzel, insanı da... Daha Bursalı olup da bununla gurur duymayan bir arkadaşımı hatırlamıyorum... Belki eşsiz coğrafyasından, belki de imparatorluk başkenti oluşundan... Belki de bir çok faktörden... Bilemiyorum... Evet bu güzel şehrin futbol takımı bu yıl İstanbul dükalığına kafa tutuyor... Ben de varım diyor... Dar alanda kısa paslaşmalara son vermek istiyorum diyor... Sezon sonu yaklaşırken lider konumunda... Ama bu hafta şampiyonluk yolunda yara aldı... Artık sayısını ve isimlerini dahi takip etmede zorlanır olduğum bir İstanbul takımına yenildi... Belli ki bir takım mekanizmalar devreye girdi... Teşvik primleri vs... Ama bildik senaryolar...

Evet, istiyorum Bursasporun şampiyon olmasını... Anadoludan bir şampiyon çıksın istiyorum artık... İstanbul dışından bir şampiyon... Hem de hak ederek... Güzel oynayarak... Seyircisini stada çekerek... Sporun güzelliğini sahaya yansıtarak, geniş kitlelere hissettirerek... Bursaspor fazlasıyla hakediyor bunu... Efendilikte üstüne adam tanımadığım teknik direktörü Ertuğrul Sağlam fazlasıyla hakediyor bunu... Bursa'lı fazlasıyla hakediyor bunu... Evet bu defa etkin mekanizmaların önünü kesmeliyiz... Bursaspora yol vermeliyiz... Ülkemin makus talihini değiştirmeliyiz... Futbolun İstanbul sınırları dışında da var olduğunu göstermeliyiz... Hem de Beşiktaşlı, Fenerli, Galatasaraylı oluşumuza bakmaksızın... Kulüp kimliğimizi bir kenera koyup, hakeden kazansın deyebilmeliyiz... Bir defacık bari... Geçmiş yıllardaki Sıvasspor, Manisaspor, Kayserispor denemesi gibi olmamalı bu kez... Sonuna kadar gitmeli Bursaspor...

Evet, var gücümle alkışlamaya hazırım Bursasporu... İçimdeki amansız kuşkulara rağmen... Hoş geldin Bursaspor, hoş geldin şampiyon... Bak ne kadar da yakışmış şampiyonluk sana...

7 yorum:

ezgilimelodi dedi ki...

ee şey:)
Fenerbahçe de olabilir şampiyon:)Hem ben futbolcuları da biliyorum:)

Adsız dedi ki...

Merhabalar efendim.

Bloglarla ilgili art arda yaşadığım çöküşlerden sonra, nihayet sorunsuz bir bloğa tekrar sahip olabildim.

Bloğuma yaptığınız ziyarete ve yazdıklarımız daha bir anlamlı kılan o güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.

Çok sağolun ve varolun.

Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.

minimalist dedi ki...

Çok güzel bir yazı. Ben Anadolu takımlarından bir Eskişehir bir de Bursa taraftarı kadar takımına sahip çıkan bir kitle görmedim. Çok enterasanlar. Bursa'yı ve Bursalı'ları çok iyi bilirim 4 yılım orada geçti. Hak ettiler. İnşallah alırlar diyorum.

Adsız dedi ki...

Hep güçlülerin kazandığı gerçek hayatta birazda zayıfların arkasında durmak lazım.Sadece en büyük sermaye,en fazla iş adamı, siyasetçi desteğiyle ve tabi en pahalı futbolcularla değil azimle çalışmakla da zaferler kazanılabilir.

Adsız dedi ki...

Bende bursalıyım ve gurur duyuyorum! :)
Ama dediğiniz gibi bende sanmıyorum olacaklarını.. çok bityeniği var çoook...

mutfakcini dedi ki...

Hem de nasıl kirli bir ekonomi..
Bursa şampiyonluğunu kutlayalım hep birlikte,hadi inşallah :)

Hamiyet Akan dedi ki...

Bende inşallah hak yenmesin, hakeden kazansın diyorum.
Başarılar diliyorum.