8 Mart 2010 Pazartesi

Ziraat Bankası büyük kar etmiş, sevinelim...

Geçenlerde haberlerde izledim, Ziraat Bankası yüz yılın karı sayılabilecek bir kar rakamı açıklamış... Bankanın genel müdürü ballandıra ballandıra anlatıp duruyordu... Ne kadar çok çalıştıklarını, bankayı ne kadar iyi yönettiklerini, halkımıza ne kadar çok kredi verdiklerini, bankanın aktiflerini nasıl büyüttüklerini bir güzel anlattı sağolsun... Ben severim böyle haberleri... Denenleri de dinlerim, denemeyenleri de... Kendi küçük beynimde de hemen bir analiz yaparım... Doğru veya yanlış mutlaka yaparım bu analizi... Tutamam kendimi... Elimde değil anlayacağınız...

Kutluyorum genel müdürü... Büyük başarı doğrusu... 3.5 milyarlık kar hiç fena değil... Eski parayla 3.5 katirilyon... Büyük para doğrusu... Hem de krizin insanlarımızı inim inim inlettiği bir dönemde... Özel sektörümüzün iflas ettiği bir dönemde... Borçlarını ödeyemediği için işadamlarımızın intihar ettiği bir dönemde... İşini kaybettiği için insanlarımızın bunalıma girdiği bir dönemde... İflaslar dolayısıyla insanlarımızın toplum içine çıkamadığı bir dönemde... İcra takiplerinin tavan yaptığı bir dönemde... Ödenmeyen kredi kartı borcunun yüzde yirmibeşlere vurduğu bir dönemde... Kısacası her şeyin taban olduğu bir dönemde... Evet böyle bir dönemde bu kar rakamı başarı sayılmaz, katmerli başarı demek gerekir buna... Kutluyorum kendilerini...

Bu bir itiraftır aslında... Batanların, iflas edenlerin, icrada malını mülkünü üç paraya kaptıranların sorumlularının ilanıdır... Kriz dolayısıyla servet el değiştirmelerinin bir resmidir... Kapitalist düzenin çerçeveli bir fotoğrafıdır... Sistem kendi mecrasında işlemiştir... Genel müdür işleyen mekanizmanın kriterlerine göre başarılıdır... Zaten heyecanından da anlıyorsunuz bu başarı duygusunu... Eksik söylemiş aslında, yüzyılın değil bin yılın başarısıdır bu... Beceriksiz, lümpen özel sektör görsün nasıl şirket yönetildiğini...

Evet bu kar uzaydan gelmedi... Senden, benden gitti... Kah EFT komisyonu olarak gitti, kah fahiş kredi faizi olarak... Ama gitti bir şekilde... Öyle bir transfer ki, o büyürken sen ben küçüldük, büzüldük... Amacı çiftçileri ve esnafı desteklemek, büyütmek olan bir banka... Çiftçi ve esnaf can çekişirken büyüyor, obezleşiyor... Amacı hayat öpücüğü vermek olan bir banka, kan emen bir vampire dönüşmüş sanki... Ya çalışanları... Daha yüzü gülen bir devlet bankası çalışanı görmedim ben... Hepsi asık surat, hepsi bezgin bekir... Belli ki yüzyılın karından onların payına da düşen bir şey yok... Çok şanslı üst düzey azınlık bir kesim hariç tabi... Onların tuzu kuru...

Bu tablo sadece Ziraat Bankasının resmi değil aslında... Kamu veya özel tüm bankalarımızın resmi... Geçmiş olsun ülkeme, geçmiş olsan insanıma...

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Siz zaten vampir demişiniz. Ben de bunlara kan emici sülükler diyeceğim. Bankacılıktan karlı bir iş yok ki, oh, ne ala ne güzel! İçi boşaltıldığı için iflas edenleri de devlet kurtardı. Üretim yok, elleri milletin cebinde. Her çeşit para muamelesi bankalar tarafından yapılıyor. Faizler, sigorta, muamele, hesap işletim, EFT, havale... Elbette onlar kar edecek, milletin edecek hali yok!

Bu güzel duyarlı ve manidar yazınız için kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.

Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.

Adsız dedi ki...

Bloğuma yaptığınız ziyarete ve yazdıklarımızı daha bir anlamlı kılan o güzel yorumlarınıza çok teşekkür ederim.

Esen Kalın.

KİANA dedi ki...

Durdurun tekneyi binecek var!!!Banada yer varmı...Yoksada sahil güvenlik görmeden biryerlere sıkışayım bari..:))
Ziraat bankasının bu haberi kimbilir kaç tane deliler teknesini dolduracak. Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Ama sadece bu banka değilki. Bildiğimiz diğer bankalarda öyle..Sadece yıllık kart ücretleri bile fazlasıyla kar etmelerini sağlıyor. Kısaca halkı aksırıncaya , tıksırıncaya kadar yiyorlar..
Yaraya değil yaralara parmak basmışsınız.
Sevgiyle kalın arkadaşım..

Bizim Gibiler dedi ki...

Halkın büyük bir bölümünün içinde bulunduğu zorlukları ne de güzel anlatmışsınız. Hakikaten ne yaman çelişkidir değil mi? Bir tarafın gurur duyduğu övünerek anlattığı durum, diğer tarafın felaketidir aslında.

Deliler Teknesi dedi ki...

Sevgili arkadaşlar değerli yorumlarınız için şükranlarımı sunuyorum...

Kiana arkadaşım hoş geldin tekneme... Merak etme, herkese yer var bu teknede... Yeter ki "erdem" olarak nitelediğimiz değerler manzumesinden ufacık bir zerre taşısın yüreğinde...

Adsız dedi ki...

Merhabalar, önce bloğuma yaptığınız ziyarete ve o güzel içten ve samimi yorumunuza çok teşekkür ederim. Şiirin bu kadar ağır yazıldığına bakmayın, bu aslında bir benim değil benim gibi insanların oluşturduğu bir topluluğun sesidir. İnşallah yıl sonunda tüm problemlerim çözülecek ve ben de yeniden rahatlayabileceğim.

Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.

MAVİ TUTKU dedi ki...

Bu kar açıklandığında yuh dedim bu kriz ortamında demekki vatandaş daha fazla sömürülmüş..madalya takmalı alnından öpmeli o genel müdürü!

Adsız dedi ki...

sende var bende yok
ben açım sen tok
tahterevallinin bir ucunda yerdeyim ben
sen öbür ucunda gökte
ayakların basmaz hiç yere
bak ayakkabında tozun zerresi yok
gözün görsede beni
ruhun duymaz sen toksun
açlardan haberin yok