1 Eylül 2010 Çarşamba

Militan olabilmek...

Referanduma sayılı günler kaldı... Hala bitaraf vaziyetteyim... Televizyonlarda evetçileri izliyorum, gönlüm evete kayıyor... Hayırcılara kulak veriyorum, içimde bir hayır isyanı kükrüyor... İki taraf arasında salınıp duruyorum... Başbakanımızın ifadesiyle tam bir "bitaraf" durumundayım anlayacağınız... Haliyle güçlü bir bertaraf adayıyım... Her zamanki gibi yine bertaraf olacaklardanız anlaşılan...

Aslında bu paket için niye sandığa gitmek zorunda kaldığımızı da anlayabilmiş değilim... İki maddeyi saymazsak anayasal düzenleme yapmeyı gerektirecek bir şey göremedim ben pakette... Neymiş kamu denetçiliği geliyormuş... İdari uygulamalardan şikayetçi olan vatandaş bu kuruma başvuracakmış... Şu an şikayetimizi başbakanlığa, meclise veya diğer birimlere yazamıyor muyuz sanki? Yazıyoruz da bir sonuç alamıyoruz... Şu kanunun, şu yönetmeliğin bilmem ne maddesi gereğince şikayetiniz konusunda yapacak bir işlem bulunmamaktadır... Haklısın da alacağın yok gibi... Değişen ne olacak peki? Yine aynısı... Bu defa da "yapacak bir işlem bulunmamaktadır" cevabını bu yeni kurumdan alacağız... Ha hiç mi faydası yok? Olmaz olur mu... Üç beş arkadaşa üst düzey atama imkanı doğmuş olacak... Adaylar şimdiden belirlenmiştir bile... En azından birileri sulanmaya başlamıştır çoktan...

Neymiş kadınlara, şehit yakınlarına ve gazilere pozitif ayrımcılık imkanı getiriyormuş paket... Sanki bu kitle yararına bir şeyler yapmaya çalıştınız da, birileri "eşitliğe aykırı, yapamazsınız" dedi... Siz de anayasaya baktınız ve kanun önünde herkes eşittir yazdığını gördünüz... Zaten anayasal eşitliği bozacak hiç bir şey yapmadığınızdan eliniz kolunuz bağlı kalakaldınız öylesine... TOKİ yıllardır şehit yakınlarına çok uygun koşullarda ev veriyor... Birileri niye ayrımcılık yapıyorsunuz diye TOKİ'nin kapısına mı dayandı bu güne kadar? Geçiniz bunu... Dostlar alışverişte görsün misali...

Maddelerin çoğu bu türden şeyler... Yani çağdaş bir devletin rutin uygulamaları kapsamındaki şeyler... Bunun için anayasal düzenleme yapmaya hiç gerek yok... Ha bir de 12 Eylül darbecilerinin dokunulmazlığı kalkıyormuş... Yani doksan küsur yaşındaki Evren'den hesap sorulacakmış... Külahıma anlatın siz onu... Uyanın da balığa gidelim... Zamanaşımı denen bir şey var bu ülkede... O defterler kapanalı çok oldu...

Gelelim şu iki maddeye... Üzerinde fırtına kopartılan maddelere... Yani anayasa mahkemesi ile HSYK üyeliklerinin sayısının arttırılması maddesine... Dananın kuyruğu bu iki maddede kopuyor... Diğer maddeler dolgu malzemesi... Olsa da olur, olmasa da... Benim anlayamadığım da tam bu aslında... Anayasa mahkemesi ile HSYK'da on üye olsa ne olur, onbeş üye olsa ne olur, yirmi üye olsa ne olur? Üye olabilenler için çok şey olur, onu anlayabilirim... 65 yaşına kadar en kıyağından bir işi olmuş olur, makam odası olur, makam arabası olur, sekreteri olur, çok parası olur, havası olur, civası olur, vs... Bunlardan bana ne peki... Anayasa mahkemesindeki üye sayısının 11'den 15'e çıkmasına evet dersem demokrat sayılacağım, hayır dersem statükocu sayılacağım öyle mi? Bana kalırsa 5'e inmeli... Hem de derhal... Ne farkeder, ha 5 ha 15... Bari tasarruf edilmiş olur...

Bu iki madde hakkında kimse samimi konuşmuyor... Bu işin demokratlıkla falan alakası yok... Olay en yalın haliyle şudur... Efendim bu iki kurumdaki mevcut üyelerin kahir ekseni belli bir dünya görüşüne mensup militan ruhlu insanlardan oluşmakta... Yapılmak istenen de bunlara ilave olarak tam aksi istikametten yeni militanlar yerleştirmek bu kurumlara... Yani yine militan atıyorsunuz ama renkleri farklı... Olayın benim gözlüğüme yansıyan şekli bu... Bunun için bu kadar bağırıp çağırmaya ne gerek var anlayamıyorum... Ne AKP'yi anlayabiliyorum, ne de CHP'yi... MHP'yi hiçten anlayamaz oldum zaten... Devlet bey ne diye yırtıp durur anlamam... Mevcut militanlardan da sana bir hayır yok, gelecek olan militanlardan da... Sana ne o zaman milletin üyeliklerinden... Çekil kenara, fiyestanı yap keyfince...

Evet, ana fikir tam burada gizli... Militan olmak... Ya da militan olabilmek... Devletten yüksek beklentilerin mi var? Militan olacaksın o zaman... Yoksa avucunu yalarsın... Önce mizacına uygun bir görüş benimseyeceksin, sonra da o görüşün militanı olacaksın... Ölümüne o görüşü savunacaksın... Savunmak yetmez, empoze edeceksin... Yırtınacaksın... Korkutacaksın... Bu görüşün gayrisi karanlık diyeceksin... Militanlıkta ne kadar fark yaratırsan o kadar başarılısın demektir... İlk sıraya sen yazılırsın... İlk atamada sen akla gelirsin... İlk ihaleler senin yakınlarında kalır... Yoksa... Yoksa kaybolursun, unutulursun, hatırlanmazsın, yok farzedilirsin... Nasip, kısmet buymuş dersin... Çekilirsin köşene, küsersin... Küsersin makus talihine... Bertaraf olursun kısacası...

Kızmayın başbakana lütfen... Doğru söylüyor o... Kalmayın bi kenarda diyor... Safınızı seçin diyor... Sıklaştırın safınızı diyor... Salınıp durmayın orta yerde diyor... Sistemin işleyişini anlatıyor bize... Uyandırıyor vatandaşı aslında... Bertaraf olursunuz yoksa diyor... Bizi düşünüyor aslında...

Ama ben yapamıyorum... Takılıp kaldım orta yerde... Evete zıplıyorum, evet taşımıyor beni... Hayıra zıplıyorum, hayır taşımıyor beni... Bir elimi evete, diğer elimi hayıra yaslıyorum... İkisi birden itiyor gerisin geri beni... Kala kaldım orta yerlerde... Çaresiz ve yapayalnız...

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhabalar,
Referandum ile ilgili izlenimlerinizi ne güzel yansıtmışınız bloğunuza kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

Şimdi ben bu konuda hiç ahkam kesemem. Neden derseniz? Emin olun tek kelime bilgim yok. Ne merak edip okudum, ne de bilgi sahibi oldum. Hani siyasi görüşümüz olan bir partim var ya, onun kuyruğuna takılıp gideceğim. Yoksa, ben de sizin gibi kararsızım. Ama ben hiçbir şey bilmediğim için kararsızım. Siz yine iyi kötü bu konuda bilgi sahibi olmuşunuz. Eleştirdiğiniz yer de var, övdüğünüz yer de var. Siz bu konuya vakıf olduğunuz halde kararsızsanız, bizim gibiler haydi haydi kararsızdırlar ama, onlar da partilerinin peşine takılırlar ve parti ne diyorsa, onlar da onu yaparlar.

Aslında ben, gerçekten memleket için hayırlısı ve doğrusu ne ise onu yapmak isterdim, yoksa partimin dediğini değil!

Şu anda memleket için hangisi hayırlı hangisi hayırsız onu da bilemediğim için, siyasi görüşüme bağlı olan partimin dediğini yapacağım.

Referandum konusunu tarafsızca ele alarak bu güzel açıklamaları bizimle paylaşan kaleminizi ve açık yürekliliğinizi tebrik ederim.

Ülkemiz için hayırlısı ne ise, sandıktan o çıkar inşallah!

Dişi Geyik dedi ki...

Sevgili Deliler Teknesi ,

Bu yazına yorumumu çok uzun olduğu için kendi blogumda yayınlıyorum.

Adsız dedi ki...

Malumunuz yarın arefedir. Bayram süresince blog dünyasından ayrı kalırız. Bu vesileyle mübarek Ramazan Bayramınızı en içten samimi duygularla kutlar; daha nice bayramlara sevgi, barış, huzur ve saadetler içersinde sevdiklerinizle birlikte kavuşmanızı Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim.

iyi ve güzel ne varsa, paylaşmak arzu ve ümidiyle sağlıcakla kalın.

Hamiyet dedi ki...

Sevdiklerinizle birlikte mutlu bir bayram geçirmeniz dileğiyle. Hayırlı bayramlar...

MAVİ TUTKU dedi ki...

Evet veya Hayır herneyse şükür geçti bitti..neydi o öyle herkesin birbirini tu kaka ilan etmesi.

Unknown dedi ki...

memleket için iyi olan meyse o olsun..
svgler

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Keşke o iki maddenin tam metnini okuyabilseydin kaptanım, o iki madde yeni bir anayasa yapma hakkını veriyordu iktidara ondan sonrası da padişahlık dönemi, Bu tabi geçmişte ki gibi padişahlık değil bu günün şartlarına uyan padişahlık. Şimdi zaten padişah gibiyiz ama diş geçiremediğimiz bir kurumu da ele geçirmekle tam padişahlık olacak.
Allah hayırlara getirsin bizi çok kişi okumadı araştırmadı kolaya kaçtı, partim ne derse doğru odur dedi ama anayasa bize halka ait.
Ama biz banka kredisi bile alırken sözleşmeleri okumayan bir halk olduğumuz için başımız dertten hiç kurtulmaz zaten.
Sevgilerimle...