14 Nisan 2010 Çarşamba

Lale mevsimi...

Dört mevsim az gelir bana... Arttırırım aklımca... Dut mevsimi, papatya mevsimi, kiraz mevsimi, gelincik mevsimi, karpuz mevsimi, kestane mevsimi ve diğerleri... Şimdi de lale mevsimi benim için... Her yer rengarenk... Kırmızı, sarı, pembe, mor... Laleler birer kuğu gibi sıralanmış, hüzünle dans ediyorlar sanki... Hüzünleri kısacık ömürlerinden olsa gerek... Bu gün var, yarın yok... Gelmesiyle gitmesi bir... Belki de güzelliği burada saklı... Tadını damağımızda bırakmasında...

Evet, lale mevsimi geldi... Parklar, bahçeler daha bir güzel artık... Kısa bir süreliğine ama... Zira narin bitkidir laleler... Ömürleri çok kısadır... Sıcağa gelemezler, Nisan ayıyla sınırlıdır ömürleri... Nedendir bilinmez, İstanbul'da daha bir güzeldir laleler... Belki de deniz havasından... İstanbul'dan yansıyan lale manzaralarını başka hiç bir yerde görmem... Lale mevsimi hep İstanbul'da olmak istemişimdir... Ama nedense hiç nasip olmaz... Ankara'yı pek sevmez laleler... Zoraki olurlar sanki... Ya da beceremez buradaki belediyeciler...

Lale mevsimiyle çelişkili duygular kaplar içimi... Bir yanda parklardaki eşsiz lale güzelliği... Diğer yanda "bir lalemiz eksikti sanki" duygusu... Ortasını bulamam bir türlü... Hem güzelliğine bayılırım, hem de "bir kaç günlük güzellik için onca masrafa değer mi" derim... Belediyeler lale ekmekle iyi mi eder, kötü mü eder karar veremem bir türlü... Olayın israf-tasarruf boyutu kurcalar durur beynimi... Belki de belediyelerin yaptığı her işe kuşkuyla bakmamdandır... Ya da tarihimizdeki "Lale Devri" olarak bilinen şaşalı ve debdebeli günleri çağrıştırdığından... Bilemiyorum...

Her şeye rağmen güzeldir laleler... Tadını çıkarmaya bakalım...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Laleleri bende cok severim çok güzeller ama dediğin gibi kısa ömürlüler 2 hafta kadar ve sonrası ölüyorlar bu kadarlık birşey için devletimiz cok para ödüyor ama yine de değer diyorum..

Adsız dedi ki...

Merhabalar,

Ben bir seferinde Hollanda'nın Amsterdam (Den Haag) şehrinde "Keukenhof" isimli bir Lale bahçesi görmüştüm. Yüzölçümü bu kadar küçük Hollanda gibi bir ülkenin lale için ayırdığı bu toprak parçasına hayret etmiştim. Bahçe demek, ne kelime, kaç dönümlük bir araziydi, tam yüzölçümünü bilmiyorum ama, öyle bir günde gezemezsiniz.

Hayatımda ilk defa en güzel ve çeşidi en çok laleyi ben orada görmüştüm.

Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.

Nurdan'dan dedi ki...

nedense güzel olan herşeyin ömrü kısa,tadını çıkaralımmı çıkarmayalımmı diye düşünürken bir de bakmışız ki o güzellik yok oluvermiş..

Newbahar dedi ki...

Olaya hiç belediyelerin israfı olarak bakmamıştım. Haklısınız laleler, narin ve ömürleri kısa çiçekler. Sanırım belediyeler laleler konusunda birbirleriyle yarışta.
Daha mevsimlik, kalıcı çiçekler dikilebilir elbet ama laleninde duruşu, alımı, çalımı başka değil mi?
Varsın israf çiçekler için yapılsın...ne diyelim:)

saygı ve selamlar

minimalist dedi ki...

bazı güzellikleri yaşamak lazım bence. Çirkinliklerle kaplı hayatımızda bu tür güzellikler görmek insanı iyi hissettiriyor bu nedenle ben belediyelerin asıl bu tür güzelliklere daha fazla para harcamasından yanayım. Sayın Büyükerşen Hocamızı da Esk.'de heykel çok yapıyor diye eleştirdiler anlayamadım gitti; bir şehri başka ne güzel kılıyor ki bunlarda olmazsa...

sevgiler.

Adsız dedi ki...

sevgili deliler teknesi
bayıldım ekleme mevsimlerinize.Ama ilavelerim olacak gelicik ve dut mevsimleri.iki senemi geçirdiğim Tunceli'de onca yoksunluğa rağmen baharda uçsuz bucaksız gelincikler açardı.Bir de ananemim bahçesinde dut mevsimi geldimi her dalda bir kuzenim boğulana kadar dut yerdi. Keşke heryer lale, gelincik,papatya
dolsa içimiz açılsa.