21 Nisan 2010 Çarşamba

Başkanlık sistemi...

Başbakanımız "Başkanlık sistemi iyi olur" demiş... Ne düşündü de dedi bilmiyorum... Belki gündem değiştirmek istedi, belki de "laf olsun torba dolsun" türünden konuştu... Bilemiyorum... Daha önce Özal ve Demirel'de gündeme getirmişti bu başkanlık sistemi özlemini... Konunun uzmanı sayılmam... Bu nedenle konu hakkında ahkam kesecek değilim... Kastettikleri Amerika'da uygulanan sistem galiba... Yani Başbakan ve Cumhurbaşkanı gibi ikili bir yapı yerine her şeye muktedir bir Başkanın olduğu tekli yapı... Başkanı halk seçecek, diğer her şeyi de Başkan... Tam şimdiki gibi aslında...

Yani aklım almıyor benim... Parlamenter sistem dedikleri şimdiki sistemde başbakanımız ne yapmak istedi de yapamadı? Parti teşkilatı, milletvekilleri, bakanlar ve aklınıza gelebilecek bilumum atamalar başbakanın takdirindedir... Hatta yargıdaki atamaların çoğu bile başbakan tarafından şekkillendirilir... Bağımsız olması gereken üst kurullarda da durum farklı sayılmaz... O halde daha ne istiyor olabilir başbakanımız... Benim küçük aklım ermedi valla... Yani şu an fiilen başkanlık sistemi uygulanıyor ülkemizde zaten... Sadece adı parlamenter sistem bizimkinin... Erkler ayrımı falan hak getire... Ayrı bir yasama diye bir şey yok sayılır... Hükümet emreder, yasama gereğini yapar... Hükümet dediysem de başbakan işte... Ben anlamadım bu işi...

Belki de başbakanımız şunu düşünüyordur... Cumhurbaşkanı olmayı kafaya koydu ama mevcut haliyle cumhurbaşkanlığı kesmiyordur O'nu... Olur mu? Bal gibi olur... Yani hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakanın da yetkilerini uhdesine almış bir Cumhurbaşkanı... Ballı börek gibi bir şey anlayacağınız... Bize bir katkısı var mı? Geçiniz orasını... Teferruata takılmayalım... Başkanımızı alkışlayalım...

5 yorum:

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Amerika'da ilk baştan beri sistem öyle kurulmuş.Ne de uyar bize ya...İki tercih var önümüze koydukları...Ya seçimle gelmiş diktatörümüz olacak,ya da yarı faşist bürokratik oligarşik iktidar...

minimalist dedi ki...

Başkanlık sistemini onaylamıyorum. Malumunuz malum kişinin neden istediği de çok açık. Şuanda da bir yandan dertleri gündemi farklı bir boyuta geçirerek inim inim işsizliği yok saymaya çalışmak.

Deniz Ural dedi ki...

Aslına bakarsanız, Amerika'da uygulandığı gibi uygulanırsa, başkanlık sisteminde tam bir güçler ayrılığı vardır. Başkan yürütmenin başındadır, ayrıca seçilir. Yasama organı ise meclistir ve üyeleri yine farklı bir seçimle gelir. Yargı ise bu ikisinden tamamen bağımsız bir kurum olarak iş görür. Başkan meclise (yasama organına) müdahale edemez. (Bush'un savaş bütçesini, Obama'nın sağlık reformunu meclisten geçiremediğini hatırlayalım.) Velhasıl, bu sistemdeki Başkan, bizim şimdiye kadar gördüğümüz tüm başkanlardan çok daha sınırlı yetkilere sahiptir. Yani "her şeye muktedir başkan" söylemi burada pek geçerli değil.
(Ama haklısınız 'başkan' filan deyince kral gibi bir algı oluşuyor. Ama asıl kral şimdiki inanın. :))

Ama geçerli olduğu yerler var tabi, Güney Amerika ülkeleri gibi. Birçoğu, hadi başkanlık sistemine geçtik derken diktatörlüğe geçmiş olarak buldular kendilerini. Bunun dışında hep örneği verilen Fransa yarı başkanlık denen bir sistemle yönetiliyor ancak orada da yürütme-yasama aynı eksende hareket etmeyince, aynı kanatlardan olmayınca sürekli problem çıkıyor.

Ben yasama ve yürütmenin aynı mekanda toplandığı bu parlamenter sistemi çok doğru bulmuyorum. Zira böyle bir durumda yargıya da "bağımsız" demek çok zor oluyor. Ancak başkanlık gibi ithal sistemlerin her ülkenin üzerinde aynı durmadığının da farkında olmak lazım. Şimdiki "her şeye kadir başbakan" durumunu az biraz düzeltelim derken modern bir diktatörlüğe sürüklenmek fena olur.
Ha Erdoğan'ın bu konudaki ani çıkışını ben 1- gündem değiştirmek 2-"Bakın yetkilerimi kısıtlayan sistem istiyorum" demek için olduğunu düşünüyorum. Yine de beklemek görmek lazım altından neler çıkacak.

Deliler Teknesi dedi ki...

Arkadaşlar değerli yorumlarınız için teşekkürler...

Sevgili Ayşe Deniz, öncelikle tekneme hoş geldiniz... Başkanlık sistemi hakkında aktardığınız bilgiler çok doyurucuydu... Konuyu uzmanından dinlemek gerçekten bir başka oluyor... Çok teşekkür ediyorum... Selam ve sevgiler.

Deniz Ural dedi ki...

Hoşbulduk efendim, eleğim sağma adlı aracıma ve size şükkran :)
Ve de estağfurullah, uzman demeyelim de, takipçi diyelim. Benden de selam ve sevgiler.