Bu şiir beni ilkokul günlerime götürdü... Tamam çok parlak bir öğrenci değildim sınıfta... Olsun, yine de çocukluk hali işte... Bekliyor birazcık ilgi, alaka... Çok duygusuzdu öğretmenimiz nedense... Belki kendince bir yığın sorunları vardı... Bilemiyorum... Ama ilgisizdi, çok ilgisiz... Kendi halimize savrulur giderdik hep... Gerçi bir kaç öğrenciyle biraz ilgilenir gibi yapardı ama... Yine de ilgisizdi... Her şeye rağmen saygıyla anıyorum kendilerini...
Öğretmenim;
Sana çiçek getirdim dikkatini çekmek için,
Her sabah karşıladım;
Bir gülücük görmek için,
Selam durdum en önde;
Bir günaydın bekledim:
Okan'a gülümsedin; sanki beni görmedin...
Seni sevdim öğretmenim yine de seni sevdim,
Bisikletim olsaydı inan sana verirdim...
Sabah kırağıda geldim,
Buzda karda hep geldim;
Çok üşüdüm öğretmenim üşümüşsün demedin...
Didem hastalanmış Didem dedin Şebnem dedin,
Züleyha'yı Tolga'yı her fırsatta severdin...
Hasta oldum bilerek,
Bunu hiç fark etmedin...
Sevgini kazanmayı bir tek ben beceremedim...
Kapılarda bekledim, tahtayı hep ben sildim;
Bazen ayağa kalktım, kimi zaman eğildim,
Gözümden yaş aktı bazen,
Kendi kendime sildim,
Sana yakın olmayı bir tek ben beceremedim...
Yedi binlere kadar yazın dedin,
Parmaklarım tutuldu yazmaktan vazgeçmedim...
Defterine baktın Aytuğ ile Figen'in,
Dokuz yaprak doldurdum ödevimi görmedin...
Şiir verdin Nalan'a, Zühal'in resmini övdün,
Süreyya'ya güven verdin, beni hiç mi sevmedin?
Gücensem de öğretmenim, hiç kızmadım,
Renk vermedim.
Arka sıradaki Mehmet; seni seven Mehmet'in...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder