4 Ekim 2010 Pazartesi

ÖSYM 2...

Daha önce ÖSYM üzerine bir yazı yazmıştım malumunuz... Bu kurumu önemsediğimi, başkansız bırakılmaması gerektiğini, eski saygınlığını bir an önce tekrar kazanması gerektiğini falan yazmıştım... Bu konuda YÖK bir adım attı ve bir profesörü vekaleten ÖSYM başkanı olarak görevlendirdi... Bu vekaleten görevlendirmelere oldum olası kıl olurum... Bir nevi "rüştünü bir ıspatla" der gibi bişeydir vekaleten görevlendirmeler... Atanan kişiye güvenmediğinizi daha baştan hissettirmiş oluyorsunuz... Hadi bir başla da görelim der gibi... Atanan vekilin psikolojisini tahmin edebiliyorsunuzdur herhalde... Hep bir kendini ıspatlama gayreti... Asaleten atama süreci geciktikçe siz bile kendinize güveninizi kaybediyorsunuz yavaştan... Olacak şey değil, ama çok oluyor ülkemizde maalesef... Her neyse konumuz şimdi bu vekalet-asalet meselesi değil...

ÖSYM üzerine ikinci seri bu yazıyı kaleme almamın sebebi, Nur Hanımefendinin "yeni başkanı nasıl buldunuz" şeklindeki sorusudur... Nedense "iyi buldum, okumuş mühendis olmuş, yetmemiş profesör olmuş. Daha ne olsun" şeklinde geçiştirme bir cevap vermek istemedim Nur Hanıma...

Boşalan ÖSYM başkanlığına Prof. Ali Demir atandı biliyorsunuz... Kendisini tanımam... Mutlaka değerli bir bilim adamıdır... Gazetelerde ilk resmini gördüğümde içimden bir "eyvah" sesi geldi her nedense... Fiziksel görünümünden yeterli elektriği alamadım herhalde... Kılığı, kıyafeti "yanlış seçim" der gibi bişeydi işte... Ama bunu kimseyle paylaşmak istemedim... Aslında hala da paylaşmak istemiyorum... Bu konuda gerçekten samimiyim... Çünkü tanımıyorum ve sadece fiziki görünüşüyle insanları değerlendirmek istemiyorum... Hem de bir resme bakarak...

Ben aslında insanların fiziki görünümüne bakarak çıkarımlarda bulunmayı sık yaparım... Bu konuda bir hayli de başarılı olduğumu düşünürüm... Esasen pek yabana atacak bir yöntem de değildir bu... Ne de olsa özü yüzüne yansır insanın... Gözlem yeteneğinize bağlı olarak başarıyla kullanabilirsiniz bu yüz okuma yöntemini... Ama ben bir defasında fena yanıldım bu yöntemde... Onun için iddialı değilim artık...

Yanılmam THY Genel Müdürü Temel Kotil'de oldu... Onu medyada ilk gördüğümde "seneye varmaz çakılır bizim teyyarelerin hepsi" demiştim... Nedense o görüntü ile THY Genel Müdürlüğü'nü tek kareye oturtamamıştım... Apronda deve ve terlikli umre görüntüleri de "tamam bu iş" dedirtmişti bana... Ama öyle olmadı... Şahlandı THY onun döneminde... Hem karlılıkta, hem de ciroda aldı başını gitti... Bir dünya markası olma yolunda ilerliyor bizim THY artık... Ki araştırdım, bu başarıda kilit isim Temel Kotil'miş... Bu nedenle yüz okumayı sadece hobi olarak yapıyorum artık... Esaslı konularda ihtiyatlı davranıyorum... Yanılma payını hiç gözardı etmiyorum...

O nedenledir ki, Prof. Ali Demir konusunda bişey söyleyemiyorum... Bir kanaat tabiki oluştu bende ama... Etrafa anons edecek kadar değil... Bekleyip göreceğiz artık... Umarım başarılı olur, umarım şaha kalkar ÖSYM onun döneminde... Başarı dileklerim onun için...

9 yorum:

ezgilimelodi dedi ki...

Resmine bakarak olumsuz bir fikir edindim:)
Hislerimde az yanılırım ama iyi olur inşallah:)

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

"İnsan görünüşüyle ağırlanır, kişiliğiyle uğurlanır" derler.
İyi biri olabilir ancak görüntüsü zaten savunduğu ideoloji zaten gösteriyor.
Bana göre önemli konumlara getirilen kişilerin herkese eşit mesafede ve tarafsız kişilerden seçilmesini yeğlerdim.
Ama nerdeeee??

haykırış dedi ki...

Badem bıyıklımı dediniz yok ben almayayım, adamlar sanki özel kokularla birbirlerini tanıyor gibiler..
Onlardan olmayana asla iş yok..
Sevgi ve saygılarımla

Newbahar dedi ki...

Artık öküz altında buzağı arar olduk. Böylesi önemli mevkilere istifalardan sonra atananlara ben hükümetin ada mı mı acaba? diye bir soruyla önyargılı bakıyorum.
Hani görüntüde de o tarafa kayıyor.
Ama tahsili ve iki dil bilmesi vs. önemli özellikler.

Bakalım zaman ne gösterecek bize.

Adsız dedi ki...

Merhabalar,

Tüm gerçekleri bize ancak zaman gösterir. Zaman demek: "sabret, bekle ve gör" demektir. Sizin dediğiniz gibi şimdiden hiçbir şey söylemeyelim ve sabredip, bekleyelim ve görelim bakalım. İnşallah iyi olur. Hepimizin duası ve temennisi budur. Yoksa, Ali Özdemir bey, bizim babamızın oğlu değildir.

Güncel paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim. Bu tür paylaşımlarınız Türkiye gerçeğinin nabzını tutmaktadır.

İyi ve güzel olan ne varsa, paylaşmak adına şimdilik hoşçakalın.

Dişi Geyik dedi ki...

Referandum sonrası ben gündemden uzaklaştım,kendime döndüm.Bir kanaldaki yarışma programı dışında tv izlemiyorum,gazete neredeyse hiç okumuyorum.ÖSYM'ye vekaleten bir başkan atandığından haberdarım ama kendisini bu fotoğrafa kadar hiç dikkatle incelememiştim.

Belki başarılı olur,bunu ancak zamanla anlayabiliriz.Fakat söyleyeceğim şudur ki resmi kurumlarda çalışan erkekler için bej,açık yeşil,açık kahverengi,koyu yeşil tonlarda takım elbiseler giymek her zaman faul bir görüntü oluşturur.Takım elbise için tercih lacivert,siyah,füme ve yazsa açık griden yana olmalıdır.

Yeni ÖSYM Başkanımız aynı benim lisedeki din hocama benziyor.Saçları,bakışı,kravatı ve tabi ki takım elbisesiyle aynı.Vatana,millete en çok da üniversitelerimize hayırlı,uğurlu olsun...

minimalist dedi ki...

hiç sanmıyorumn hatta akşamki haberlerde ÖSYM sınavlarına getirilen yasakları görünce hem kızdım, hem güldüm hem de girecekler için üzüldüm...

Sabahattin Gencal dedi ki...

DUYURU
Bloglardan Seçmeler 24 Kasın 2010 günü ÖĞRETMENLER GÜNÜ özel sayısı olarak yayınlanacaktır.

Katkı sağlamak isteyenler, öğretmenlerimizle ilgili her türlü yazı ya da başka çalışmalarını
29 Ekim 2010 gününe kadar Bloglardan Seçmeler'e gönderebilirler.

İlgi göstereceğinizi umuyorum.

Sevgi ve saygılarımla

Sabahattin Gencal

Adsız dedi ki...

Benim lisese bir mantık felsefe hocam vardı.1950'li yıllardan kalma gibi giyinirdi.Ama bilgi yönünden büyük bir deryaydı.Bakış açımı genişletmiştir kendisi.Evet dünya görüşünün ne olduğu belli oluyor yüzünden.Dünya görüşü kendine saklı kalmak koşuluyla işinin ehliyse eğer bilgili ve kültürlüyse düzgün bir bürokratsa başarılar dilerim.Ama sadece dünya görüşü yüzünden bu makama geldiyse ilerde onunda adı hatırlanmayacak ne yazık ki.Aklıma Yıldırım Akbulut geldi niyeyse !