21 Haziran 2011 Salı

Uzunca bir aranın ardından...

Bir süredir yazamıyorum... Elim varmıyor her nedense... Önceleri yazdırtmıyorlardı, yasaktı girmek bloglara... Sonra da "ben yazmıyorum işte" dedim... Güya birikmiş işlerimi halldecektim... Ama olmadı... Yapılacaklar listesi aynen duruyor oracıkta... Onlar bana bakıyor, ben onlara... Değişen birşey yok anlayacağınız... Elde var sıfır oğlu sıfır...

Geçen süre zarfında kayda değer tek olay seçimlerdi galiba... Onun da ne kadar kayda değer olup olmadığı tartışılır... Her şeyden önce sonucu belli bir seçimdi... Alabildiğine yavan ve ruhsuzdu... Seçim meydanları kalabalıktı ama heyecandan yoksundu... Seçmen beklentisizdi... Nedense oy kayması yaşanmadı... Seçime girerken saflar korunuyor gibiydi, öyle de oldu... Referandum süreci iktidar partisine yaradı... Toplum algısal olarak kutuplara ayrıştırıldı; bu kutuplaşmış yapıyla seçime gidilmiş oldu... Hükümetin geçmiş icraatları, muhalefetin vaatleri önemini kaybetti... Seçimde hangi kutbun iktidara geleceği oylanmış oldu...

Bu yapı korunduğu sürece iktidarın işi daha da kolaylaşacak demektir... Belediye seçimleri için çalışmaya falan gerek yok... Kamplaşmayı körükle, safları sıkılaştır yeter... 'Bize oy vermezseniz sol gelir' söylemi uzunca bir süre iş yapacak gibi gözüküyor...

Seçimin tek galibi AKP ve kürtlerdir... Ortaya çıkan tablo CHP ve MHP açısından hezimetten başka bir şey değildir...

AKP'nin başarısı için "tarih yazdılar" desek yeridir... Bu başarı temelsiz değildir... Öyle Aziz Nesin'le, bilmem ne sendromlarıyla açıklanacak türden bir başarı değildir bu... Bu tür yüzeysel ve aşağılayıcı değerlendirmeler AKP'yi daha da güçlendirir... Hiç kimse kendini aptal görmez, aptal görenleri de affetmez; gerçekten aptal olsa bile... Bu parti, beğenelim yada beğenmeyelim, Türkiye'ye malolmuş bir partidir... AKP halkı iyi tanımış, seçmen davranışlarını iyi analiz edebilmiş bir partidir... İyi organize olmuş, iyi çalışabilmiş bir partidir... Sağlıkta, ulaşımda, belediyecilikte, sosyal devlet uygulamalarında yapılan işler toplumun bir kesimi için sıradan şeyler olarak görülebilir... Ama geniş halk kitleleri nezdinde bu işler 'hayalden gerçeğe dönüşen' eylemler olarak yankı bulmuştur... AKP'nin ve başbakanın eleştirilen yönleri, halk nezdinde 'hafif kusur' mertebesinde derecelendirilmiştir... Sonuç olarak AKP başarıyı hak etmiştir, halk nezdinde de karşılık görmüştür...

Seçim sonuçları kürtler açısından da başarılıdır... İyi organize olmuşlar, iyi çalışmışlar ve sonuçta milletvekili sayılarını neredeyse ikiye katlamışlardır... Görüldüğü üzere çalışan karşılığını alıyor... Ama 'başarı odaklı' çalışmak kaydıyla... Bu konuyu ileride CHP'ye bağlayacağım...

Seçim sonuçları itibariyle kürtler başarılıdır... Ama bu başarı kürtleri nereye götürür bilemem... Sokaktaki karnı aç, baldırı çıplak kürt halkı bu başarıdan ne kadar pay alır bilemem... Bu başarı sosyolojik olarak kürtleri mutlu edebilir... Ama kırma, dökme, yakıp yıkma kültürü üzerine kurulu mevcut kürt politikası (veya politikasızlığı), zaten eğitimsiz ve mesleksiz olan bölge insanını daha da gerilere iteceği kesin gibidir... Kusura bakmayın ama bunu da sokaktaki kürtler düşünsün... 'Ana dil karın mı doyuracak' diye soran Bahçeli haklı galiba...

Konjonktür MHP açısından olumluydu... Açılım, saçılım kafakarışıklığı bir tarafta, kürt şımarıklığı diğer tarafta; ortam sanki MHP için hazırlanıyor gibiydi... Ama olmadı... MHP beceremedi... Gürleyemedi... Yüreklere su serpemedi... 'Düzen partisi' görüntüsünden sıyrılamadı... CHP'leşti sanki... CHP'den gelen destek oylarıyla da baraj üstünde kalabildi... Yeni bir heyecan yaratacak dinamizmler geliştiremezse, korkarım bir sonraki seçimlerde MHP diye bir parti mecliste olmaz...

CHP'ye gelince... Bu partinin işi hem kolay, hem zor... Koşulsuz destek veren bir seçmen kitlesi var... Ankara'nın Çankaya'sı ve Çayyolu semti gibi... Yaklaşık yüzde 15 gibi bir orana tekabül ediyor bu... Baraj sorunu yok yani... Tabi Ecevit'in DSP'si gibi benzer bir parti yoksa ortalıklarda... İşin kolay kısmı bu... Yani iktidar olmak gibi bir iddian yoksa, muhalefet yeter diyorsan; işin kolay...

Zor kısmına gelince... Türkiye'deki sol oyların toplamı yüzde 30 civarında... Hadi yüzde 35 olsun... Sağ seçmen farklı partilere dağılmışken aradan sıyrılabiliyordun... Ama şimdilerde o cenah tek lider etrafında kümelenmiş vaziyette... İktidar olabilmek için o cenahtan oy alman gerekiyor... Bunun için bildik söylemlerini değiştirmen gerekiyor... Bu defa da iki farklı sorun ortaya çıkıyor... Bir, samimiyet ve inandırıcılık sorunu... İki, çekirdek sol seçmeni bu söylemlere alıştırma sorunu... Bir tarafta geçmişin ağır tortularından kaynaklanan inandırıcılık sorunu yaşarken, diğer tarafta 'Cumhuriyetin kazanımlarını üç oya sattın' suçlamasıyla karşılaşıyorsun... Kolay değil bu sürecin yönetilmesi...

CHP bu seçimde bu açmazlarla boğuştu... Yeni bir genel başkan, yeni bir parti... Çok çalıştı, çok çabaladı Kılıçdaroğlu... Değişmek ve değiştirmek istedi, yeni kitlelere açılmak istedi... Ama olmadı... Çabaları 'sonuç odaklı' değildi sanki... Ezbere şiir okur gibiydi Kılıçdaroğlu... Kitlelerle tam bir iletişim kuramadı... Kitleleri alıp götüremedi... Sürükleyemedi kalabalıkları... Sanki o kitlelerin peşine takılmış gibiydi... Habire miting alanlarındaki döviz ve pankartlara takılıp kaldı...  'Söyle ben dürüst müyüm' diye yakasına yapışan Kürşad Tüzmen'e, 'git onu başbakanına sor' diyemedi...

Acemiydi de Kılıçdaroğlu... İktidar olmaya hazır bir lider görüntüsü veremedi... Toy bir görüntüsü vardı... Çok çalıştı, çabaladı ama hedefi 12'den vuran bir gayret değildi bu... 'Ben elimden geleni yapayım da gerisi Allah Kerim' türünden bir çabaydı yapılanlar... Sonuç, CHP için sıradan olabilir ama Kılıçdaroğlu açısından tam bir fiyaskodur... Yeni ve farklı söylemlerle ortaya çıkmış bir lider, önündeki ilk seçimde oy oranını yüzde 35'in üzerine atmalıydı... İlk ivmeyle olmuyorsa, sonraları hiç olmaz zaten bu... Bilemiyorum vallahi...

Şanssızdı da Kılıçdaroğlu... Zamansız çıkmıştı meydana... Karşısında hiç yıpranmamış bir AKP vardı... İzahı bir hayli zor ama üst üste üç seçimdir dinamizmini korumuş, büyümüş, güçlenmiş bir AKP gerçeği var ortada... Ortam müsait değilse, ne yaparsan yap olmuyor bazen...

AKP'nin başarısını Stockholm Sendromu ile açıklamış Kılıçdaroğlu... Yani 'sırtına sopa vurup durana hayran oluyor bu millet' demek istemiş... Bunu bir mizah olarak söylemişse eyvallah... Ama ya gerçekten inanarak söylemişse... O zaman 'geçmiş olsun' demekten başka sözüm yok Kılıçdaroğlu'na...

Ara sıra yazmaya gayret edeceğim...

11 yorum:

Nezihe Ak İnci dedi ki...

Güzel ve yerinde bir özet olmuş. Özellikle sonuç kısmını çok sevdim.

Deliler Teknesi dedi ki...

Teşekkürler Nezihe...

haykırış dedi ki...

Harikulade bir yazı dilerim ders çıkaranlar olur. Elinize sağlık.

Deliler Teknesi dedi ki...

Teşekkürler Haykırış Abi... Gördüğüm kadarıyla sağlığın sıhhatin yerinde... Sevindim buna...

Adsız dedi ki...

Bir gazetede sevdiğim bir yazarın köşe yazısını okumuş kadar oldum. Çok yerinde tespitler.Ben de sistemli ve bilimsel bir çalışmaya dayanan çalışmanın sonucunu görüyorum seçimlerde.Seçimler bittiği gün gelecek seçimlere hazırlanan bir parti Akp.Ve elbette çalışan alıyor karşılığını.Aynı söylemlerle yüz sene idare edilmez bir memleket.Vizyonlarını değiştirmeleri gerek iktidara alternatif olabilmek için.Aman neyse işte onlar ders çıkarsınlar artık.Biz vatandaş olarak gittik inandığımız partilere oy verdik.
Ben tekrar kavuştuğumuza çok sevindim ve devamını iple çekiyorum hoş geldin, selamlarımla.

Deliler Teknesi dedi ki...

Teşekkür ediyorum Ruhgezgini arkadaşım... Hoş bulduk... İnşallah fırsat buldukça yazmaya gayret edeceğim...

Recep Altun dedi ki...

Merhabalar,

Hoş Gelmişiniz Deliler Teknesi,

Büyük bir keyifle ve zevk alarak okuduğumu söylememe bilmem gerek var mı bilmiyorum.

Aradan epeyce bir zaman geçti. Mahkeme kararı ile birlikte yapılan engelleme sonucu birçoğumuz buradan geçici olarak ayrıldık. Daha sonra tekrar yavaş yavaş toplanmaya başladık.

AKP partisinin karşısında, "ben de şunu yapacağım" diyebilen bir muhalefet partisi yok ki, elbette millet AKP'yi seçecek ve ona oy verecek. Sizin de dediğiniz gibi kazanan AKP ve BDP, kaybedenler ise CHP ve benim partim MHP oldu.

Önümüzdeki yıllar için bile yine AKP'nin seçimleri kazanması işten bile değil.

Tekrar hoş geldiniz. Görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın.

MAVİ TUTKU dedi ki...

Harika tespitler yapmışsınız.
Ve..hoşgeldiniz.

Deliler Teknesi dedi ki...

Hoşbulduk Mavi Tutku arkadaşım... Teşekkür ediyorum...

Deliler Teknesi dedi ki...

Hoş bulduk Recep Abi... Gerçekten özlemişim sizleri... İnşallah başka ayrılıklar yaramayız bundan sonra... İyi dileklerin için ayrıca teşekkürler. Selam ve hürmetler.

Dişi Geyik dedi ki...

Bende okudum ama mevzu seçim olunca söyleyecek tek kelimem yok.Sevgilerimle